Sizler bu dünyada (Allah’ın size
verdiği mühlet içinde) yiyin, için, zevk ve sefa edin, Çünkü siz suç işleyen,
günahkar kimselersiniz.! O gün, (Ahiret günü), Kur’ân’ı, Peygamberi ve hesap gününü yalanlayanların vay haline.
Onlar, kendilerine: "Allah'ın
huzurunda eğilin!" denildiği vakit eğilmezler. O gün, (gerçekleri) yalan sayanların
vay haline! Onlar artık ondan (Kur’an’dan) sonra hangi söze inanacaklar.? (Murselat,
46-50)
Ahiret gününün en büyük ve dehşet verici korkularından biri de, Cehennem’in melekler tarafından sürüklenerek, çekilerek Mahşer Yerine getirilmesidir. Kur’an’ı Kerimde bu hadise Fecr suresinde anlatılmakta, Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır; Siz malı ve mülkü sınırsız bir sevgiyle, hırsla, tutkuyla alabildiğine seviyorsunuz. Hayır, (bu tutumunuz çok kötü, bu böyle gitmeyecektir.!) Yeryüzü ardı ardına sarsılıp parça parça döküldüğünde, Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiğinde, O Ahiret günü, Cehennem (melekler tafından çekilerek, Mahşer Meydanına) getirildiği zaman, işte O gün insan, yaptıklarını hatırlar, düşünüp gerçekleri anlar.! Ama bu anlamanın ona ne yararı var? (Artık düşünmek ona hiç bir fayda sağlayamaz.!) O zaman insan, “Ah keşke ben bu hayatım için önceden bir hazırlık yapsaydım, hayırlı ameller yapıp gönderseydim” der. Artık o gün, hiç kimse Allah'ın günahkarlara vereceği azab gibi azablandıramaz.! [Fecr Suresi, 20-25]
Ahiret gününde, Kulaklari sağir eden o siddetli ses geldiğinde..! O gün, kisi kardesinden,
annesinden, babasindan, Esinden ve çocuklarindan, kaçar..! O gün, her kisinin
kendisine yetip artacak endisesi, derdi
ve mesguliyeti vardir..! O gün insan o kadar
kendi caninin derdine düser ki, gözü baska hiç kimseyi görmez..! (Abese 33-37)